29 Mayıs 2008 Perşembe

Kaymaklı Ekmek Kadayıfı

Baba mesleği en kıyağıdır aslında. Ustan baban, patron baban, baban da baban…

Bayram ziyaretlerinden birinde, anneannemin evinde, salonun herbir tarafına serpiştirilen akrabalardan yanıma düşen, ve en önemli kabiliyeti saçını ortadan kusursuzca, simetrik iki yana ayırmak olan, az düşünen ama düşündüğünü hemen söyleyen, zırt bir kuzenim, ben herkezin ayağında nasıl olurda terlik olur?, bir evde bu kadar terlik neden barındırılır? diye düşünürken, bu beni,ikram edilen kaymaklı ekmek kadayıfını lüplediği esnada dirseğiyle dürtüp her sene klasik olduğu üzere, hayvani gülümsemesiyle “Manita var mı?” diye sormuş, ben başarılı bir şekilde soruyu savuşturduktan sonra “iş-güç ne alemde?” diye yem atmış sonra şu unutamadığım hayat dersini vermişti;

“Ne güzel turizm Gürkan. Zaten tam bir turizim ülkesiyiz, üç yanımız çepeçevre deniz.. Denizde turist, cepte para..Bak kaymaklı ekmek kadayıfı derler buna, iyi düşün Gürkan.” Löp, bir çatal kadayıf daha mideye..

Ben reklamcı olucam dediğim gün meğer ne sapa bir yola kırmışım direksiyonu. Dünyanın en dandik meslek kolunun, en biçimsiz eğitimini Bilgi üniversitesi öğrencileriyle beraber okudum. O öğrenciler ki beyinleri ana rahminden çıktığı gibi tertemiz, çiziksiz ve genelde bayandan…

İ did burn in İstanbul…

Derste yanımda oturan kız elindeki ingilizce kompozisyon sınavı kağıdını, hazırlığın bitmesine üç hafta kala bana gösterip, hoca niye bana sınavdan 10 vermiş ? Dediğinde kağıdını alıp elime okuduğum da ilk cümle..

Hitler'in kaç kişi olduğunu merek edenler, köprünün üstünde giderken evi arayınca 0216’nın çevrilmesi gerekiyor mu diye soranlar, dinlerken yazamadığı için hocaya dert yananlar, tavuk yiyen vejetaryen arkadaşları olduğunu iddia edenler…

Beyinler tertemiz,çiziksiz ve genelde bayandan…

Üstüne bir de “Sex and the City Sendrome” adını verdiğim, kendini dünyanın en özgür en şehirli kızı hissetme hali, ama nedendir bilinmez dizideki gibi iş adamla yatmaya gelince bizimkilerin dizinin aksine “kaşar diyecekler” düşüncesiyle öpüşmeden ileriye geçememe durumu. Bu kültürel paradoks  kızlarımızın ruh sağlığını çok etkiler. Tarafsız sahada buluverirler kendilerini ve seyirci desteği olmadan maçı kazanmalarına imkan yoktur.. genelde babaların götüne giren uzun cep telefonu konuşmaları, ağlamalar, boş vakit doldurma cümleleri (rüyamda karnımdan kaplan ısırıyordu..Ben senin çenene bubu demek istiyorum bundan sonra..), genç tiki delikanlıların beyin travmaları geçirmelerine ve abazalıklarının üstüne abazalık eklemelerine sebep olur. Bu durumdan da Rusya ve kenar memleketlerinden olma hatun kişiler ekmek yerler. Özetle bizim kızların yemediğini, yabancılar yerler.

Böyle kültürel,akademik, piskolojik ve sosyolojik beslenmeden sonra büyük reklamcıları gördüm. Ve hepsi çıplaktılar. 

Sonra uzun süre tıkandım,küstüm, ona buna kin kustum,kötüledim,sövdüm. Ama hiç fikir yürütemedim. Aklıma "en iyi ikinci biziz neden mi?" gibi Atlas Jet reklamlarındaki yaratıcı parıltıdan gelmedi, Bir türk-alman yapımı, konusuz filmlerde başrol oynama fiziğine sahip reklam ileri geleninin okulda hoca sıfatıyla beynimize ite kaka soktuğu iç görüyü bir türlü yakalıyamadım. Egom bu ülkenin sınırlarına dayanamadığı için belki tam bir reklamcı gibi düşünemedim. 

-müzik girer-(vangelis-chariots of fire)

Ama bu akşam Atikerin sunduğu Kurtlar Vadisinin reklam kuşağında Büyük Türk Düşünürü Serdar Erener’in Türkiye’nin en büyük telekominikasyon şirketine yaptığı Erol Evgin’li, selocanlı reklamı bir şeyleri tetikledi içimde. AK Bir ampul yandı sanki kafamda. Aklıma önce Başbakanın en az üç çocuk yapın sözleri ve kaymaklı ekmek kadayıfı geldi...düşünceler fikirler beynimde akmaya başladı.koştum banyoya saçlarımı ıslattım, şöyle ortadan ikiye ayırdım.iki egomu okşadım.Hız kemeden çıktım banyodan  koridorda kedimin üstünden atlayıp masayı çektim önüme, alın size yaratıcı bir fikir, bir iç görü, bir ileri görüş...

Gidin bi kadayıf yiğin, yedikçe kudurun, çocuk yapın, sonra çocuklar büyüsün kendini bir bok zannedip reklamcı olsunlar, onlarda kadayıf yiğip çocuk yapsın.. baba mesleği en kıyağı aslında.. reklamcı babanın reklamcı çocukları olsun. Anaları da Sex and the City’nin filmi gelmiş onu izlesinler. Gaza gelip Mr. Big lerine versinler. olsun bitsin.  pack shot!